Kayıpların Tasfiye Oranı

İçindekiler:

Anonim

Tasfiye zararı veya LL oranı, iflas eden şirketler için kullanılır. Birkaç önemli değişkene sahip bir formül ve formülün farklı sürümleri kullanılıyor. Normalde, oran yüzde olarak ifade edilir ve iflas işleminde geri kazanılan alacakların aksine, alacaklı alacaklarla ilgilenir.

amaç

LL oranı, iflas ilan eden bir firmanın sağlığının geniş bir resmini vermek içindir. Daha spesifik olarak, ilan eden firmaya para borçluların sağlığının bir ölçüsünü sağlar. LL oranı, iflas etmiş şirketin işlerini düzene sokması gerektiği sürece firmaya borçlu olduğu para alma şansı ile ilgilidir. İflasın kendi ilerleyişinin zaman penceresine bağlı olarak aylık veya üç ayda bir hesaplanabilir.

Hesaplama

Formülde kullanılan ana alacak değişkeni, yazılan kısımdır. Tüm iflas işlemlerinde, mahkeme ve iflas komisyonundaki temsilcileri, şirkete borçlu olan tüm faturaların alınmasının çok zor olduğunu, özellikle de şirkete para borçlu olanlar yakında tasfiye edileceğini anlarlar. Dolayısıyla, mahkeme ve alacaklılar tahsil edilemez olarak belirli alacakları tahsil edecektir. Bu rakam aynı zamanda kendilerini iflas ilan eden ve dolayısıyla ödemeye zorlanamayan diğer firmaları da içerir. Gerçekleştirilemeyen alacakların toplam zararı, incelenen dönemde fiilen tahsil edilen paraya bölünür. Hesaplama sadece gerçekleşen toplam alacakların bölünmesiyle oluşan toplam zarardır. Bu yüzde, likidite kaybı oranıdır.

Diğer Değişkenler

Ekonomist Waymond Grier tarafından “Finansal Kurumların Kredi Analizi” kitabında dile getirilen LL rakamının daha karmaşık, daha başka bir versiyonu da var. İlk rakam, alınan toplam parayı tüm nakit zararlarına bölmekten gelir. Bu rakam, tasfiye edilen varlıkların net zararlara bölünmesiyle, yani gerçekleşen herhangi bir kazanca karşı olan zararlarla çarpılır. Bu aynı zamanda firmanın sağlığını ölçmek için kullanılabilecek bir yüzdedir. Bu formül sadece alacaklarla değil, aynı zamanda toplam varlıklarla ve toplam zararlara karşı toplam gelirle de ilgilidir.

karşılaştırma

İki formül arasındaki fark basit anlaşılırlıktır. Bunlardan ilki, büyük ölçüde ana varlık olarak alacakları, ikincisi ise toplam varlıklarla ilgilidir. İkincisi, daha karmaşık olan ölçü, bir bütün olarak varlıklarla ilgili daha statik bir tablo iken, ilk olarak gelecekte alacaklılar tarafından gerçekleştirilebilecek parayla ilgilidir.