Toplam borç, örgütsel finansı makro bakış açısıyla tartışırken en sık kullanılan bir terimdir. İşletmeler finansmanlarını, yükümlülüklerini ve gelir akışlarını içeren faaliyetlerini incelemek için birçok analiz türünü kullanır. Ancak bazen analiz daha geniş bir bakış açısı gerektirir, işletmenin tüm borçlarıyla ilgili olarak nasıl durduğunu kontrol eder.
İş tanımı
İş açısından bakıldığında, toplam borç hem kısa vadeli hem de uzun vadeli borçların bir birleşimidir. Kısa vadeli borçlar, bir yıl içinde geri ödenmesi gereken borçlardır. Bu borç türü, kredi limitleri veya kısa vadeli tahviller gibi şeyler için geçerlidir. Uzun vadeli borç genellikle, bir yıldan fazla bir sürede ödenmesi gereken her yükümlülüğü içerir. Bu genellikle, ekipman satın almak veya bina inşa etmek için ipotek ve borç gibi büyük borçları içerir.
Hükümet tanımı
Toplam borç, hükümetler ve milletler söz konusu olduğunda daha karmaşık bir tanımı vardır. Bir ülkenin toplam borcu, hükümetin topladığı tüm borçları toplayarak, genellikle diğer uluslardan borç alarak, aynı zamanda halka borç vererek de belirlenir. Daha sonra tüm finansal kuruluşların sahip olduğu borç karışıma eklenir. Son olarak, diğer tüm ticari borçlar derlenir ve daha net bir tablo oluşturmak için hanehalkı borcu eklenir. Bu, ülkenin borcunun diğer ülkelerin borç toplamlarıyla ilgili olduğunu gösterir.
Varlık Oranına Borç
Borç / aktif oranı, toplam borcun en yaygın kullanımlarından biridir. Bu oran, toplam borcu toplam varlıklar veya bir işletmenin sahip olduğu toplam değerin nakit ve envanter gibi değerleriyle karşılaştırır. Oran, bir varlığın üzerinde borçlanmayı ifade eden bir taneden fazla olabilir veya bir tanesinin altında olabilir, şirketin borçlardan daha fazla varlığa sahip olduğunu gösterir.
Kullanımları
Varlığa olan borç oranı hem borç verenler hem de yatırımcılar tarafından bir işletmenin (veya bazı durumlarda ulusun) mali durumunu araştırmak için kullanılır. Tipik olarak borçtan daha büyük bir varlığa sahip daha düşük bir oran, iyi bir işarettir, yani en kötü senaryoda, işletmenin varlıkları satma ve tüm borçları geri ödeme kabiliyetine sahip olduğu anlamına gelir. Ancak bu mutlaka doğru değildir: farklı endüstrilerin finansal yönetim için farklı normları vardır ve bazılarının aktif işletme yatırımı için diğerlerinden daha fazla borç tutması beklenir. Örneğin, kamu hizmeti şirketlerinin çok istikrarlı satışları var ve yatırımcılar tarafından yüksek borç seviyelerinde kalmaları bekleniyor.