İşletmeleri sektörlere göre sınıflandırmanın birden fazla yolu var. Bazı ekonomistler işletmeleri şirket, hükümet ve kar amacı gütmeyen kuruluşlara göre böler. Fakat çoğu ekonomiyi üç geniş sektöre ayırmayı tercih ediyor: birincil, ikincil ve üçüncül. Ancak, bu devlet kurumlarını ve devlet kontrolündeki kuruluşları içeren dördüncü bir sektörü hesaba katmıyor.
İlk sektör
Birincil sektör, tüm işlerin temeli olarak hizmet eder. Bunu, her şeyi destekleyen hammaddeler olarak düşünün. Madencilik, tarım, balıkçılık, tarım, ormancılık ve madencilik hepsi birincil sektöre girmektedir. Dünyanın gelişmekte olan bölgelerinde, birincil sektör genel ekonominin oldukça büyük bir bölümünü alır. ABD'de ise, birincil sektör teknoloji sayesinde kademeli bir dönüşüm görüyor. Bu nedenle, istihdam son yıllarda ikincil ve üçüncül sektörlere kaymıştır.
İkincil Sektör
Bu hammaddeler ekildikten sonra, ikincil sektör onları ürünlere dönüştürür. Bu sektör, geleneksel olarak ABD işgücünün iyi bir bölümünü kullanan imalat ve sanayiyi kapsamaktadır. Ancak, son yıllarda İşçilik İstatistikleri Bürosu, bu düşüş eğiliminin devam etmesini beklerken üretimde istihdam düşmüştür. Birincil sektör gibi, ikincil sektörün iş büyümesi de üreticilerin daha az kaynakla daha fazla başarıya ulaşmalarını sağlayan teknolojiden olumsuz yönde etkilenmiştir.
Tersiyer Sektörü
ABD'deki işçilerin büyük çoğunluğu, müşterilere hizmet sağlayan iş kolu olan üçüncü sektörde istihdam edilmektedir. Üçüncül sektör, çoğunlukla birincil ve ikincil sektörlerin ürettiği mallara dayanan perakende, restoran, otel, satış ve benzeri alanlarda çalışanları içerir. Üçüncül sektör ayrıca mamul malları diğer üçüncül işletmelere taşıyan taşımacılık endüstrisini içerir ve daha sonra bu ürünleri onları isteyen tüketicilere sunar. Telekomünikasyon endüstrisindeki hızlı büyüme, kuaterner sanayi sektörü olarak adlandırılan, üçüncü sektörün olası bir alt kümesine yol açmıştır. Bu alt sektör internet, kablo ve telefon sağlayıcıları içerir.
Kamu sektörü
Devlet kurumları ve çalışanları teknik olarak tüketicilere hizmet sunsalar da, ekonominin bu bölümü, üçüncül sektörden o kadar büyük ölçüde farklılaşmaya değer olduğunu göstermektedir. Kasık sektörü, okullar ve kütüphaneler dahil olmak üzere devlet kurumları tarafından sahip olunan ve işletilen organizasyonları içerir. Özel sektördeki işletmelerden farklı olarak, bu kuruluşlar, özellikle hizmetler için ödeme yapan müşterilerden gelen gelirlerden ziyade politikacılar tarafından tahsis edilen vergi mükelleflerine güveniyor. Teklif taleplerinin kullanılmasıyla, bu kurumlar, kamu ve özel sektör müşterilerinin bir arada çalışması için çalışabilecek özel şirketlere yapılan çalışmaları dış kaynaklardan da alabilirler.