Birinin algısı onun gerçekliğidir. İletişimdeki algı, birinin nasıl iletişim kuracağını ve başka bir kişiden nasıl bilgi alacağını belirler. İletişimdeki algı üç unsur üzerine kuruludur. Başkalarını algılayışınız, kendinizi nasıl gördüğünüzün, kendinizle ilişki kurarsanız şeyleri daha iyi hatırladığınızın ve benlik görüşünüzle zıt olanı görmezden gelme eğiliminin ürünüdür.
Kendini algılama
Kendini algılayışınız, kendinizi algıladığınız yoldur. Kendini algılama, kendinize olan saygınıza, kendinize olan kavramınıza ve öz-yeterliliğinize dayanır. Benlik saygınız, kendinize ne kadar değer verdiğinizdir. Kendinizi nasıl algıladığınıza emin veya güvensiz misiniz? Benlik kavramınız, insanların sizi nasıl algıladığını, bir grup ortamında nasıl algılandığınızı ve geçmiş deneyimlere dayanan kendi algılarınızı düşünerek tasarlanır. Öz yeterlik, “Ne olursa olsun, o işe gireceğim” gibi kendinizle ilgili yaptığınız tahminlerdir.
çevre
Çevresel algılar, bilginin alındığı bağlama dayalı olarak oluşturulmaktadır. Örneğin, bir çocuk ebeveyne döndü ve “senden nefret ediyorum” dedi, tek bir açık algı olurdu, ama bir oyun için pratik yapıyor olsaydın ve senaryosunda “senden nefret ediyorum” ifadesini okuduysan, Aynı kelimeler değişir. Birinin ortamı, içinde yaşam ve bilgiyi işleyebilecekleri zihinsel bir filtre yaratan algıyı şekillendirir.
bilgili
Öğrenilmiş algı kişilik, kültür ve alışkanlık etrafında oluşur. Öğrenilen algılar, öğretilen bir kişinin oluşturduğu düşünce, fikir ve inançlardır. Örneğin resmen öğretilip öğretilmediğine bakılmaksızın, bir kişi öğrendiği algısına dayanarak işleyecek ve tepki verecektir. Bu, ebeveynlerinin kişilik özelliklerini, dini inançlarını ve yaşam felsefesini yansıtan çocuklarda görülebilir.
Fiziksel
Fiziksel algı, somut dünyaya dayanır. Fiziksel kulaklarınızın ve gözlerinizin bir şeyi algılayış şekli ve zihninizin onu nasıl işlediği. Örneğin, ABD kültüründe, otobüse binerken bir yabancının size yakın durması için izinsiz ve kaba olarak algılanır, ancak Güney Amerika kültürlerinde bu bir norm olarak algılanır. Bir başka fiziksel algı örneği de renk fikrimizdir. Kırmızı, tehlike veya romantizmi temsil ederken, mavi, sakin veya suyu temsil eder. Bir kişinin çeşitli renklerle tanımlanma şekli, fiziksel algının bir örneğidir.
Kültürel
Kültürel algı, çevresel algıdan farklıdır, çünkü bu, insan yaşamına dayalı belirli bir ortamı değil, daha geniş bir toplum ölçeğini ifade eder. Kültür algıları şehirden şehre ve bölgeden bölgeye değişecektir. Harvard Üniversitesi Kişilerarası Algı ve İletişim Laboratuvarı araştırmacılarına göre, "Örneğin, bir Asyalı Amerikalı kadın, her biri farklı ve bazen birbiriyle çelişen alanlara özgü klişelerle ilişkili olan en az iki kimliğe sahiptir". Kültürel algılar, bir insanın büyüdüğü alt toplum tarafından oluşturulur.