Bazı kuruluşlar çalışanları kendileri olmaya ve bağımsız düşünmeye teşvik eder. Diğerleri ekip çalışmasını ve kişilerarası ilişkileri vurgular. Mesela Amerika Birleşik Devletleri'nde yaşayan insanlara özgüvenli olmaları ve kendi başlarına karar vermeleri öğretiliyor. Bu yaklaşım bireycilik olarak bilinir. Buna karşılık Asya kültürleri işbirliğini vurgulamakta ve insanları kolektivizm olarak bilinen farklı bireylerden ziyade gruplar olarak görmektedir. Bir işletme sahibi olarak, işyeri kültürü için hangi yaklaşımı uygulamak istediğinize karar vermek sizin sorumluluğunuzdadır.
Örgütsel Bireycilik Nedir?
Çalışanlar şirketinizin can damarıdır. Çoğu işletme sahibi gibiyseniz, yüksek performanslı ekipler ve aynı zamanda vizyonunuz ve hedeflerinizle uyumlu bir organizasyon kültürü oluşturmak istersiniz. Bu nedenle, çalışanlarınızın işyerinde bulunduğundan, iyi iletişim kurduğundan ve çabaları için takdir edildiğinden emin olmanız önemlidir.
Bazı kişiler tek başlarına çalışmayı, kararları kendi başlarına vermeyi ve sorumluluklarında üstün olmayı tercih eder. Güçlü görüşlere sahip olmaları ve başarılarının üstler tarafından onaylanma eğilimindedirler. Bu insanlar genellikle bireyci olarak anılır.
Bireyselci değerleri benimseyen kuruluşlar, çalışanlarını grubun çabalarını ödüllendirmek yerine, kendi benzersiz becerileri için tanır. Mercer tarafından yapılan bir ankete göre, daha fazla sayıda çalışan giderek daha fazla birey olarak görülmek istiyor ve kendine özgü kişiliklerine ve yeteneklerine saygı duymak istiyor. Bugün bu felsefe toplumumuzun her alanında yaygındır. Bekar bir ebeveyn olmak, yalnız seyahat etmek veya yalnız yaşamak artık bir tabu değil.
İşyerinde bireysel kültür, yaratıcılığı ve yeniliği teşvik eder, çalışanların katılımını arttırır ve insanları ellerinden gelenin en iyisini yapmaya teşvik eder. Çalışanlar başarılarından gurur duyuyor ve çabalarının takdir edileceğini bilerek, en yüksek performansı elde etmek için çalışıyor.
Kolektivizm Nedir?
Herhangi bir gazeteye veya iş kuruluna bakın; takımın iyi bir parçası olan ve bir grubun parçası olarak çalışmaktan hoşlanan çalışanları arayan şirketleri göreceksiniz. Bir kolektivist kültürü benimseyen kuruluşlar, tüm ekibin iyiliğine ve daha az çalışanların bireysel becerilerine ve başarılarına odaklanır. İşbirliğini vurgular ve çalışanların birbirine bağlı bir gruba üye olmalarını beklerler.
Kollektivizmi, bireylerin kendilerini belirli grupların üyeleri olarak görme derecesi olarak düşünün. Büyük bir müşteriyle sözleşme imzalayan bir satış müdürünü düşünün. Muhtemelen, her şeyi kendi başına yapmış olmasına rağmen, satış ekibinin, anlaşmayı kapatarak iyi bir iş çıkardığını üstlere bildirecektir. Tüm takım ödüllendirilecek ve hak kazanacaksınız. Bir kolektivist kültür böyle görünüyor.
Bu tür bir örgüt kültüründe çalışanlar eşit fırsatlar elde eder. Bu, takıma daha fazla istikrar ve tutarlılık getirirken çatışmaları önlemeye yardımcı olabilir. Çalışanlar eşit hak ve sorumlulukları paylaşır, birlikte beyin fırtınası yapar ve ortak kararlar alır.
En İyi Yaklaşım Nedir?
Belirgin avantajlarına rağmen, bu yaklaşımların hiçbiri mükemmel değildir. Bireycilik, yaratıcılığı ve kişisel mükemmelliği teşvik eder, ancak aynı zamanda çatışmalara ve işbirliğine direnç gösterebilir. Çalışanlar, ekibi ve organizasyonu bir bütün olarak etkileyebilecek önceden tanımlanmış norm ve metodolojilere uymaya istekli olmayabilir. Hatta bazıları etik dışı uygulamaları rekabet avantajı kazanmak, terfi ettirmek ve kariyer basamaklarını tırmanmak için kullanabilir.
Kollektivist bir yaklaşım kullanan kuruluşlar bu sorunlarla da daha az oranda karşılaşabilir. Dezavantajı, çalışanların bireysel çabaları göz ardı edildiğinden, çalışmak ve en yüksek performansı elde etmek için daha az motive olmalarıdır. Ayrıca, bu yaklaşım yaratıcılığa ve yeniliğe zarar verebilir. Çalışanlarınızdan birinin mükemmel bir fikri varsa, ancak ekibin geri kalanı bunu reddederse, bir işin içinde sıkışıp kalabilir ve yaratıcı olmaya ve daha iyi şeyler yapmaya çalışmaktan vazgeçebilir.
İdeal olarak, kolektivizm ile bireycilik arasında bir denge kurmaya çalışın. İkisi birbirini dışlayan değil. Örneğin, istenen sonucu elde etmek için ortaklaşa çalışacak departmanlara ve ekiplere projeler atayabilirsiniz. Çalışanlar performanslarına ve projeye katkılarına göre bireysel olarak değerlendirilebilirler.