Kapitalist bir işletme modelinde, işletme yöneticileri, ticari faaliyetlerinde elde ettikleri toplam geliri, ürünlerinin satışından maksimum seviyeye çıkarmak istiyorlar. Bu gelirden, çeşitli maliyetler düşüldükten sonra, şirket kar elde eder. Ekonomideki gelir-maksimizasyon sorunları, bu gelir maksimizasyon noktasına nasıl ulaşılacağını incelemektedir.
Gelir maksimizasyonu
Mallarını piyasada satabilecek bir firma, sattığı birim sayısına göre her bir birimin satış fiyatı ile çarparak gelir elde eder. Firmanın gelir maksimizasyonu, firmanın üretimi için yapabileceği maksimum toplam geliri elde ettiği noktada meydana gelir; bu, firmanın daha fazla birim satarak toplam gelirine katlanamayacağı nokta.
Gelir Azaltma Noktası
Firmanın sattığı her çıktı birimi, bir noktaya kadar gelirine katkıda bulunur. Belli bir noktanın ötesinde, firma daha düşük bir fiyatı kabul etmek dışında ek birimler satamayacak ve satılan bu ek birimler toplam gelirini azaltacaktır. Maksimum geliri elde etmek için firma, sattığı son birimin sıfır ilave gelir eklediği noktaya kadar ek birimler satmaya odaklanacaktır. Bu noktada, firmanın elde ettiği toplam gelir maksimize edilecektir.
Kazanç maksimizasyonu ve kar maksimizasyonu
Gelir maksimizasyonu, kar maksimizasyonu ile aynı değildir. Bir firma, kazancını karı maksimize etmeyecek şekilde maksimize edebilir. Örneğin, yöneticiler reklam çabalarını hızlandırabilir. Bu, satışları artırabilir ve ek gelire yol açabilirken, reklam maliyetlerinin gelirlerden düşülmesi karların azaltılacağı anlamına gelir. Bazı firmalar, uzun vadeli kar maksimizasyonu için kısa vadeli bir gelir maksimizasyonu yaklaşımını benimseyebilir. Örneğin, etkili bir reklamcılık stratejisi, tüketici bilinci artışı gibi bir firma için rekabet avantajı sağlayabilir ve uzun vadede kârına katkıda bulunabilir.
Gelir-Maksimizasyon Oryantasyonu
Ekonomist William Baumol, büyük şirketlerde mülkiyet ve yönetim ayrılığı sayesinde işletme yöneticilerinin kâr maksimizasyonundan ziyade gelir maksimize etmeye odaklandığı teorisini ortaya koydu. Bunun nedeni, yöneticilere verilen teşviklerin, kar yerine, satış gelirine bağlı olmasıdır. Ancak yöneticiler, şirket sahipleri için belirli bir asgari düzeyde kar elde etmek zorundadır. Bu, gelir maksimizasyonu yaklaşımlarına bir kısıtlama getirmektedir.