Bir ülke ekonomisinin başarısı veya başarısızlığı, çeşitli ekonomik faktörlere dayanarak tüketici davranışını büyük ölçüde etkileyebilir. Eğer ekonomi güçlüyse, tüketiciler daha fazla satın alma gücüne sahip olur ve para gelişen ekonomiye girer. Eğer ekonomi mücadele ediyorsa, bunun tersi geçerlidir. Mücadele eden bir ekonomi, istihdam ve faiz oranları gibi faktörleri etkiler ve insanlar tüketici güvenini kaybedebilir.
Arz ve talep
Arz ve talep yasası, arz, talep ve fiyatlar arasındaki ilişkiyi gösterir. Talep arttıkça fiyatlar da artar. Bu ilişki daha fazla tedarikçiyi çekmekte, sadece fiyatları dengelemeyi değil aynı zamanda talebi sağlıklı tüketici seviyelerinde tutmaya hizmet etmektedir. Arz ve talep tüketici davranışını etkiler çünkü bir ürün çok pahalıysa, o ürün için tüketici talebi azalır.
Faiz oranları
Faiz oranlarındaki dalgalanmalar tüketici harcamalarını etkilemektedir, çünkü oranlar yüksek olduğunda, tüketiciler bir ev ya da araba gibi büyük bilet satın almak için bankalardan para almaya meyillidirler. Faiz oranları, tüketicinin satın alma gücünü belirler. Örneğin, bir birey ayarlanabilir oranlı ipoteği olan bir ev satın almak için borç para alırsa, bu oran arttıkça, o kişi artık o evi karşılayamayabilir.
Enflasyon
Enflasyondaki bir artış fiyatlarda bir artış anlamına gelir. Bu, bir tüketicinin daha yüksek fiyatı karşılamasının mümkün olup olmadığını etkiler. Enflasyon, doların değerini doğrudan etkilemektedir, çünkü enflasyon yükseldiğinde, doların değeri düşmekte ve tüketicinin alım gücü de artmaktadır. Enflasyon özellikle ücretlerin fiyat artışını sağlamak için artmadığı durumlarda tüketici davranışını etkilemektedir.
İşsizlik
İşsizlik tüketici davranışını etkilemektedir, çünkü eğer bir kişi sabit bir gelire sahip değilse, satın alma gücü önemli ölçüde azalır. Ticaret Ekonomisine göre, ABD’de Ekim 2009 ve Aralık 2009 arasındaki işsizlik oranı, Kasım 1982’de yüzde 10,80’in en yüksek rekorundan bu yana en yüksek seviyedeydi. Bu süre zarfında, ev satışları da düştü; bir ev ipoteği vermek.