İtmeli üretim planlaması, önceden mal üretmeyi ve ardından bu stoğu talebi karşılamak için kullanmayı içerir. Çekme üretim planlaması, talebe doğrudan cevap olarak mal üretmeyi içerir. Her iki sistemin de saf sürümleri önemli avantajlara ve dezavantajlara sahip olduğundan, çoğu üretici, ürüne ve pazara bağlı olarak özel itme ve çekme dengesiyle ikisinin bir karışımını kullanır.
Üretim Planlama itin
Push üretim planlaması, geçmiş satış seviyeleri veya perakendecilerin siparişleri gibi tarihsel verilerden çalışarak kaç tane ünite üretileceğine karar vermeyi içerir. Üretici ne kadar para kazanacağına önceden karar verir ve bunun fazlalığa yol açmadan yeterli olduğunu kanıtlar.
Üretim Planlama Çekimi
En saf haliyle, çekme üretim planlaması, üretici belirli bir sipariş alana kadar üretim üzerinde hiçbir iş yapılmadığı anlamına gelir. Çekme üretimi bu uç noktaya alındığında ve dağıtım mükemmel bir şekilde organize edildiğinde, şirket hiçbir zaman envanterine sahip olmayacaktır.
Lehte ve aleyhte olanlar
İtici üretim, üretici teorik olarak bir yıl boyunca tam bir yıl (veya tam bir sezonun değeri) değerinde bir hisse senedi üretebildiği için ölçek ekonomileri sunar. Personel ürünler arasında gidip gelmek zorunda kalmayacağından ve makine değiştirmeden kaynaklanan aksamalar en aza indirildiği için bu tasarruf sağlayabilir.
İtme üretiminin ana dezavantajı, satılmamış stok için çok daha fazla depolama alanı gerektirmesidir. Ayrıca, talebin tahminlerden nasıl farklılık gösterdiğine bağlı olarak, stokta bir eksiklik veya fazlalık riski de vardır.
Çekme üretiminin temel avantajı, stokların israf edilme tehlikesi olmamasıdır. Satılmayan stokların depolanmasında daha az masraf vardır.
Çekme üretiminin ana dezavantajı, perakende müşteri siparişi ile ürün alma arasındaki süreyi artırabilmesidir.
Hibrit Yaklaşım
Gerçekte, az sayıda şirket saf bir itme veya çekme stratejisi benimsemiştir. Örneğin, büyük ölçüde çekilişe dayalı bir strateji kullanan şirketler hala düşük bir stok seviyesini koruyabilir ve satışlar doğrultusunda yenileyebilir: bu, talebin daha hızlı bir şekilde talebe cevap vermesini sağlar.
Öte yandan, büyük ölçüde itme temelli bir strateji kullanan bir şirketin hala talebe cevap veren bazı unsurları olabilir. Örneğin, bir otomobil üreticisi bir arabanın şasisini itme esasına göre üretebilir, ancak aracı her bir alıcının özel gereksinimlerine göre bitirebilir.